ruhikizi

Evlilik, Aşk ve Kadın Erkek İlişkileri Üzerine Filmler

Benim Hikâyem

Paul Giamatti, Rosamund Pike, benim hikayemHayat ve evlilik hakkında önemli dersler içeren, keyifli bir film. “Hayat ufak şeylerin bir araya gelmesiyle oluşur ve bu, insana yeterli gelmeli.”


Orijinal adı: Barney's Version

2010 Kanada, İtalya - Tür: Dram, Komedi

IMDB Puanı: 7.3/10 Benim puanım: 6/10


Yönetmen: Richard J. Lewis


Oyuncular: Paul Giamatti (Barney Panofsky); Dustin Hoffman (Izzy Panofsky, Barney’in babası); Rosamund Pike (Miriam Grant, üçüncü eş); Minnie Driver (ikinci eş); Rachelle Lefevre (Clara Charnofsky, birinci eş); Anna Hopkins (Kate Panofsky, kızı); Jake Hoffman (Michael Panofsky, oğlu); Bruce Greenwood (Blair); Mark Addy (Detektif O'Hearne); Paula Jean Hixson (barmen); Scott Speedman (Bernard Moscovitch); Thomas Trabacchi (Leo); Clé Bennett (Cedric); Saul Rubinek (Mr. Charnofsky, birinci kayınpeder); Harvey Atkin (ikinci kayınpeder); Macha Grenon (Solange, aktris)


Konusu ve yorum: Barney Panofsky ruhsal açıdan dengesiz ve sadakatsiz karısının intiharından sonra tekrar evlenir. Düğününde ayaküstü tanıştığı Miriam’a âşık olur. Düğünün bititiminde Miriam’a birlikte kaçmayı teklif eder. Miriam kabul etmez ama Barney onu aramaya devam eder. Nihayet ikinci evliliğini sonlandırdıktan sonra Miriam’la ilişkileri başlar. Evlenirler ve iki çocukları olur. Uzun yıllar sonra Barney’in tek gecelik bir ilişkisi ortaya çıkınca Miriam onu terk eder, boşanırlar. Barney unutkanlık yaşamaya başlar. Bu durumun demans (bunama) başlangıcı olduğu ortaya çıkar. Miriam boşandıktan sonra yeniden evlenmiş ve kendisine yeni bir hayat kurmuştur. Hafıza problemi giderek artan Barney ise hayatının son yıllarını çocuklarının desteğiyle geçirmek zorunda kalacaktır.

Günümüz modern yaşantısındaki evlilik ve ilişkiler hakkında ilginç, sürükleyici, kâh eğlenceli, kâh hüzünlü bir film. Birçok filmde bir insan hayatından kesitsel bir hikâye izleriz. Bu film ise bir insanın bütün hayatını ve bütün evliliklerini anlatması açısından farklı. Evliliğin çeşitli dönemlerinde farklı sorunlarla karşılaşılabilineceğini anlatması açısından da önemli buluyorum. Barney komik eğlenceli ve romantik bir adam olmakla birlikte dürtüselliği ve bencilliği nedeniyle düzgün bir evlilik sürdürmesi zor biri. Üçüncü evliliğinde iki çocuğunun annesi olan kadınla uzun yıllar evli kalabilmesi de aslında Barney’den çok bu kadının fedakârlığıyla mümkün olabiliyor. Barney gibi bir adamdan çok daha iyisini hak ettiği halde Miriam evliliği ve çocuklar için işinden fedakârlık yapıyor, onun bencilliklerine katlanıyor. Çocuklar büyüyüp bağımsızlıklarını kazandıktan sonra yeniden iş hayatına dönmeye çalışıyor. Barney eşinin işi nedeniyle görüştüğü bir erkek nedeniyle yaşadığı kıskançlık krizinde onu sıradan bir kadınla aldatıyor ve kendi hazin sonunu hazırlıyor.

Bütününe baktığımızda filmin çok önemli mesajlar içerdiğini düşünüyorum: Evlilik bir süreçtir. Evliliğin farklı dönemlerinde sizi farklı sorunlar bekliyor olabilir. Örneğin çocukların büyüyüp evden ayrıldıkları süreçte, eşler birbirinin hayatını yeterince dolduramadıkları için farklı uğraşlara ihtiyaç duyabilirler. Çocukların evden ayrıldıkları dönemde yaşanan sorunlara “boş yuva sendromu” adı veriliyor. Barney bu süreçte eşinin ihtiyaçlarına anlayış göstermeyip, yanlış yorumlayarak bu kadına büyük haksızlık eder ve en çok ihtiyaç duyacağı hayatının son yıllarında bu iyi kadından mahrum kalır. Bir evliliğin sürdürülebilmesi için fedakârlık olmazsa olmaz özelliklerden birisidir. Ancak fedakârlığın hep bir taraftan beklenmesi eninde sonunda evliliğin sonunu hazırlar. Barney ve Miriam arasındaki şu diyalog evlilikle ilgili çok önemli bir noktaya parmak basıyor:

rosamund pike, benim hikayemMiriam: Senden tek bir şey istiyorum.

Barney: Ne olursa.

Miriam: “Ne olursa” diye cevap verme. Hiç gerçekçi bir cevap değil. Ama hayat gerçek. Hayat ufak şeylerin bir araya gelmesiyle oluşur. Dakikaların, saatlerin, uykuların, ayak işlerinin, rutinin bir araya gelmesiyle. Ve bu, insana yeterli gelmeli.

Miriam’ın söylediği gibi hayat ufak şeylerin bir araya gelmesiyle oluşuyor ve eğer bu ufak şeylerle yetinemiyorsa insanın ne mutlu olması mümkün ne de bir evliliği sürdürebilmesi.

Barney gibi kendi düğünündeki misafirlerden birisine âşık olabilecek ve peşine düşebilecek kadar içinden geldiği gibi davranan bir adamın düzgün bir evliliği, iki çocuğu bir kadınla büyütecek kadar uzun sürdürmesi neredeyse imkânsız. Miriam gibi son derece güzel bir kadın, Barney gibi kısa boylu, şişko, bencil bir adamla evlenecek ve evlililiği için fedakârlık edecek. Gerçek hayatta böyle kadına denk gelme şansınız oldukça düşük, eğer bulursanız kıymetini iyi bilin derim. Hayattaki ufak şeylerle mutlu olabilmeniz dileğiyle iyi seyirler.

Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy