Geleneksel evlilik kurumunu fahişelikle eş değer gören görüşlerin yol açtığı tartışmaya bir yenisi eklendi. Geçenlerde bayan bir evlilik danışmanı, kadınlara kocalarını elde tutmak için "cilve yapmalarını" tavsiye edince, bir köşe yazarı cevap verdi: "Neyiz biz? Fahişe mi?" Gerçi evlilik danışmanının toplumun geneli için radikal sayılabilecek başka düşüncelerinin de bu tartışmaya katkısı oldu ama ben verilen cevabın da çok keskin olduğunu hissettim. Bunun üzerine fahişelik üzerine bir yazı yazmaya karar verdim.
Fahişelik olgusuyla daha ziyade antropologlar, tarihçiler, toplumbilimciler, halk sağlığı uzmanları ilgileniyorlar. Seks turizmi bağlamında turizmciler ve bir pazar olarak ekonomistler bile konuyla ilgili. Psikoloji literatüründe ise konunun yeterince ele alındığını söylemek zor.
Önce fahişeliğin tanımıyla başlayalım. Konuyla ilgilenen bilim insanları bir eylemin fahişelik sayılabilmesi için yalnızca para karşılığı yapılmasını yeterli bulmuyorlar. Aynı zamanda geçici bir süreyi kapsaması ve birçok insanla birlikte olunmasını da gerektiriyor. Doğru bir tanım için tanımın erkek fahişeleri de içerecek şekilde cinsiyetten bağımsız olması gerektiğini söyleyenler de var. Bunları dikkate alarak “fahişelik bir insanın ekonomik bir kazanç elde etmek için bu hizmeti talep eden başka insanların cinsel zevklerini tatmin etmek üzere geçici bir süreliğine bedenini kullanmasına izin vermesi” anlamına geliyor. Bir kadın yalnızca ekonomik gerekçelerle bir erkeğin metresi olsa, o dönemde başka insanlarla para karşılığı birlikte olmadığı yani sadık olduğu sürece bu eylemine fahişelik diyemeyiz. Bu ilişkiye evlilik der miyiz o da başka bir tartışmanın konusu.
Fahişelik hemen her kültürde var olan bir meslek ve tarihin her döneminde varlığını sürdürmüş. Bununla birlikte toplumların ve kültürlerin fahişelik mesleğine bakışları hem tarihte hem de günümüzde aynı şekilde değil. İlginç bir şekilde tarihin bazı dönemlerinde ve bazı kültürlerde fahişelik saygın bir eylem olabilmiş. Bazı kabilelerde kadının evlilik öncesi dönemde para ve hediye karşılığı erkeklerle birlikte olması ve daha sonra evlenip hayatına tek eşli olarak devam etmesi sıradan bir uygulama. Hatta bu kabilede evlendiği kadın bakire ise erkek “ne problemin vardı ki, erkekler seni istemedi” bile diyebiliyormuş. Şaşırdınız değil mi? Hep söylüyorum, bir olguyu sadece kendi coğrafyanızdan, kendi kültürel bakış açınızdan ve kendi zaman diliminizden bakarsanız anlayamazsınız.
Peki, fahişelik mesleği ne kadar yaygın? İstatistiklere bir bakalım. “Fahişelerin Eğitimi Ağı”nın verdiği Amerika Birleşik Devletlerindeki fahişelikle ilgili istatistiklere göre 2007 yılı itibariyle ABD'deki fahişelerin sayısı yüz binin üzerinde. Daha önce fahişelik mesleğini yapıp mesleği bırakmışların sayısının bir milyonun üzerinde olduğu tahmin ediliyor (The National Task Force on Prostitution), ki bu rakam Amerikalı kadınların yaklaşık yüzde birini oluşturuyor.
Ulaşabildiğim bir kaynakta Avrupa ülkelerindeki yaklaşık rakamlar ise şöyle: 10 milyon nüfuslu Belçika'da 12 bin, 5 milyon nüfuslu Danimarka'da 6 bin, 6 milyon nüfuslu Finlandiya'da 4 bin, 89 milyon nüfuslu Almanya'da 300 bin, 11 milyon nüfuslu Yunanistan'da 15 bin, 16 milyon nüfuslu Hollanda'da 25 bin, 58 milyon nüfuslu İtalya'da 60 bin, 60 milyon nüfuslu İngiltere'de 80 bin, 8.5 milyon nüfuslu İsveç'te 2500 fahişe olduğu bildirilmiş.
Fahişelikten söz etmişken seks turizminden söz etmeden geçemeyiz. Seks turizmi bir kadın ya da erkeğin cinsel ilişki amacıyla bir başka yere seyahat etmesi anlamına geliyor. Dünyanın bazı bölgeleri seks turizmi açısından tercih ediliyor. Litvanya, Brezilya, Costa Rica, Küba, Dominik Cumhuriyeti, Hollanda, Filipinler, Kolombiya ve Tayland'ın seks turizmi açısından tercih edilen ülkeler olduğu söyleniyor.
Seks turizminin en problemli yanı ise çocuk fahişelerin bu sektöre malzeme yapılması. Bu bir suç ama maalesef milyarlarca dolarlık bir sektör haline gelmiş durumda. Bagnall'in makalesine (2007) göre dünyada 2 milyon çocuğun bu endüstrinin sermayesi haline getirilmiş durumda.
Amerikan büyükelçisi Harry K. Thomas Filipinlere gelen turistlerin %40'ının seks turizmi için geldiklerini belirtmiş. Seks ticareti için başka bir ülkeye götürülen ya da kaçırılan çocuklarının 60 ile 100 bin civarında olduğu bildiriliyor. Kaynağa göre UNISEF de bu rakamları doğruluyor. Reader's Digest'in 2011 edisyonunda muhtemelen dikkatle yapılmış bir araştırma 500.000 Filipinli kadın ve çocuğun her yıl ABD ve başka ülkelere bu amaçla götürüldüğü (kaçırıldığı) yazılmış.
Filipinlerde seks turizmi 1898’de Amerikalılar bölgeye geldikten sonra başlamış. O tarihten önce de yerel halk İspanya krallığının etkisi altında yaşamışlar. Amerikalılar askerlerin cinsel ihtiyaçlarını karşılamak için kadınları kiralamaya başlamışlar. Okuduğum kaynak Amerikalıların kısa süre içinde bütün ülkeyi kocaman bir geneleve çevirdiğini söylüyor. Seks turizminde küçük yaşta kızlarla birlikte olanların bir kısmının ise özellikle küçük yaştaki fahişeleri aramasalar da, böyle bir fırsat ele geçirince değerlendirdikleri söyleniyor.
Tipik bir seks turisti orta yaş krizi yaşayan orta yaş ya da üzerindeki batılı bir erkek. (Rao, 2003) Seks turistleri iyi bir işi olan, yönetici ya da uzak mesafelere seyahat edebilecek kadar ekonomik durumu iyi insanlar. Tepanon’a göre (2006) seks turisti cinsiyet yaş ya da eğitim seviyesinden bağımsız olarak herhangi birisi olabilir.
Rakamlara bakınca seks ticaretinin ve fahişeliğin ne kadar yaygın olduğunu hemen görebiliyoruz. Peki, insanlar neden fahişe olur, ya da fahişe olduktan sonra neden fahişeliği sürdürür? Bu soruların yanıtlarını araştıran yazılara göz attığımda bir insanın fahişe olmasının dört farklı nedeni olabileceği söyleniyor: 1) Ekonomik ihtiyaç; 2) biyolojik yatkınlık; 3) Ahlaki avantajlar; 4) Medeni değer (civilizational value).
Parent−Duchatelet, Paris’teki fahişeler üzerine en eski çalışmayı yapanlardan. Araştırdığı 5000 fahişe içinde 1441’i fakirlik, 1425’i kendilerini terk eden âşıkları tarafından baştan çıkarılma, 1255’i ölüm ya da başka sebepten anne babalarını kaybetmeleri nedeniyle fahişe olduklarını bildirmişler. Yapılan araştırmalar fahişeliğin en temel nedeninin fakirlik olduğu düşündürmekte. Bununla birlikte bazıları erkeklerdeki suçlu profilinin kadındaki karşılığının fahişelik olduğunu söylemektedir. Erkekte toplumsal normları ve kuralları dikkate almamak nasıl suç davranışına neden oluyorsa, toplumsal kuralları önemsemeyen kadın da kolay para kazanmak için fahişeliğe yönlenebiliyor.
Sanger, New York’taki 2000 fahişenin bu mesleğe girme nedenlerini araştırdığında bulduğu sonuçlar şöyle: 525’i fakirlik, 525’i yatkınlık (heves); 258’i baştan çıkarılma ve terk edilme, 181’i alkol nedeniyle, 164’ü ebeveyn, arkadaş ya da eşlerinin kötü muamelesi, 124’ü kolay yaşam, 84’ü kötü arkadaş, 71’i fahişelerin ikna etmesi, 29’u çalışamayacak kadar aylak olması, 27’i ırza geçme, 16’sı göçmen gemisinde baştan çıkarılma, 8’i göçmenlerin kaldığı bakım evinde baştan çıkarılma gibi gerekçelerle fahişelik mesleğine girdiklerini belirtiyorlar. Bazı kadınlar zengin bir adamla bir süre birlikte olduktan sonra terk edildiklerinde, alıştıkları lüks ve rahat hayatı sürdürebilmek için başka zengin adamlar bulmaya çalışıyorlar. Bu arayış en azından bazıları için para karşılığı erkeklerle birlikte olmaya yani fahişeliğe dönüşüyor. Şahsen günümüzde rahat ve lüks tüketimin medyada özendirilmesi nedeniyle, yüz yıl öncesiyle karşılaştırılacak olsa fahişeler içinde bu mesleği tercih eden ya da bırakamayanlar içinde daha yüksek oranda “rahat yaşama”nın bir gerekçe oluşturduğu kanaatindeyim.
Estonya’da fahişelerle yapılan bir araştırma (Prostitution in Estonia 2006), fahişelerin üçte ikisinin çocukluklarında kötüye kullanım yaşadıklarını ortaya koymuştur. Fahişelerin sadece yarısı her iki ebeveyn ile birlikte “normal” bir ailede büyümüşler, geri kalanı yalnızca anne ya da baba, büyük anne veya büyük baba tarafından büyütülmüş, ya da evlatlık olarak bir ailede büyümüşler. Fahişelik mesleğini yapanlar genellikle erken yaşta seksle tanışıyorlar. Araştırmaya göre %40’ı 15 yaşından önce ilk cinsel deneyimini yaşamışlar. Fahişelerin %55’i tecavüze uğramış ve tecavüze uğrayanların üçte ikisi 16 yaşından önce bunu yaşamışlar. Tecavüz en çok 12-14 yaşları arasında yaşanmış, üçte biri bu yaş aralığında tecavüze uğramışlar. Bu ilginç araştırmada fahişelere, fahişelik mesleğini bırakabilmeleri için bulacakları yeni işlerindeki gelir beklentileri sorulduğunda, fahişelerin ancak çok iyi eğitimli ve kalifiye elemanların kazanabilecekleri düzeyde bir gelir beklentisi içinde oldukları görülmüş. Yani ortalama bir Estonyalı’dan çok daha yüksek bir gelir beklentisi içindeler ve bu nedenle de fahişeliği bırakamıyorlar.
İnsan tercihlerinde ne kadar özgürdür elbette nihayetinde bir felsefi problem. Ama yapılan araştırmalar ekonomik gerekçeler ne kadar önemli rol oynarsa oynasın, fahişeliğe yatkınlık yaratacak bazı faktörler olduğunu da gösteriyor.
Başladığım noktaya dönecek olursam, bir kadının yalnızca kocasına sevimli görünmek için süslenmesini fahişelik saymak doğru olmasa gerek. Tarihin her döneminde ve hemen her kültürde kadının erkeğe güzel görünmek için çaba harcaması ve erkeğin de kadına çekici gelebilmek için güçlü ve zengin olmak istemesi yaygındır. Hatta bir sosyal psikoloji çalışmasında yılda 150 bin dolar daha fazla kazanan bir erkek, araştırmaya katılan kadınlar tarafından daha iyi görünümlü ama daha az kazanan erkeklerden daha çekici bulunmuştur. “Zengin erkek güzel kadın” beğenelim ya da beğenmeyelim her zaman için uygun bir çift kabul edilmiştir. Para güzelliği, güzellik de parayı kendine çekmiştir. Fahişelik ise para ve seksle ilişkili olsa da daha karmaşık bir fenomendir.
Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy
Kaynaklar:
Iris Pettai, Helve Kase, Ivi Proos. Prostitution in Estonia: a Survey of the Situation of Women Involved in Prostitution.Estonian Open Society Institute Tallinn 2006
Yodmanee Tepanon. (2006) Exploring the Minds of Sex Tourists: The Psychological Motivation of Liminal People. Faculty of the Virginia Polytechnic Institute and State University’de “Hospitality and Tourism Management” doktora tezi.
Rao, N. (2003). The dark side of tourism and sexuality: trafficking of Nepali girls for Indian brothels. In T. G. Bauer & B. McKercher (ed.), Sex and Tourism: Journeys of Romance, Love, and Lust, 155-166. New York: The Haworth Hospitality.
Janet Bagnall (2007). "Sex trade blights the lives of 2 million children; Canada is not doing enough to fight the international scourge of sex tourism". Montreal Gazette.
Not: Bu arada seks turizmine karşı bazı protestolar da yok değil. Ünlü Femen grubu da bence paradoksal bir şekilde soyunarak Ukrayna'nın genel ev olmadığını haykırdı. Hiç olmazsa fahişeliği protesto ederken soyunmasalardı iyiydi! En radikal tepki de aşağıdaki videoda da izleyeceğiniz üzere erkek bir gruptan geldi. Odasına fahişe çağıran bir Türkü azcık pataklayıp rezil etmişler eğer bir mizansen değilse. Öyle bile olsa epey bir seks turistini korkutmuş olsa gerek!
RSS Facebook Twitter ilicMedia