ruhikizi

Evlilik, Aşk ve Kadın Erkek İlişkileri Üzerine Filmler

Tatil

tatil, aşk, evlilik, bağlanmaErkeklerle ilişkilerinde birbirinin tam zıddı tutumları nedeniyle sorunlar yaşayan iki kadının değişim hikâyesi. Uzun süreli ilişki ve evlilik hayatında ya aşırı ölçüde bağlananarak kendini kötüye kullandırma, ya da hiç bağlanamama sorunu yaşayan kadınların seyretmesi gereken bir film.


Orijinal adı: The Holiday

2006 USA – Tür: Romantik, Komedi

IMDB Puanı: 6,8/10


Yönetmen: Nancy Meyers

Senaryo: Nancy Meyers


Oyuncular: Cameron Diaz (Amanda Woods), Kate Winslet (Iris Simpkins), Jude Law (Graham), Jack Black (Miles), Eli Wallach (Arthur Abbott), Edward Burns (Ethan), Rufus Sewell (Jasper Bloom), Miffy Englefield (Sophie), Emma Pritchard (Olivia), Sarah Parish (Hannah), Shannyn Sossamon (Maggie), Bill Macy (Ernie), Shelley Berman (Norman), Kathryn Hahn (Bristol)


Konusu ve yorum: Amanda, Los Angeles’ta film fragmanı ve reklam filmi çeken bir şirketin sahibi olan zengin, kültürlü üstelik de güzel bir kadındır. İlişkilerinde sorunlar yaşayan bu kadın anlaşılan o ki, 15 yaşında anne babasının boşanmalarından sonra ayaklarının üzerinde durmayı çok iyi başarmış olsa da bunun bedelini erkeklerle ilişkilerinde ödemiştir. En son ilişkisindeki hayal kırıklığından sonra bir süre her şeyden uzaklaşmak için bir tatile çıkmaya karar verir ve internette tatil için ev değiştokuşu yapılan bir sitede Iris’le karşılaşır.


Iris kendi ifadesiyle karşılıksız aşk konusunda deneyimlidir. Filmde durumunu şöyle anlatıyor: “Bazılarına göre aşk anlaşılmaz biçimde gelip geçicidir. Başkalarına göreyse aşk kayıptır. Ama aşk bulunabilir. O gece için olsa bile. Başka bir aşk çeşidi daha vardır... en acımasız olanı. Kurbanlarını neredeyse öldüren türde. Karşılıksız aşk. İşte ben, o konuda çok deneyimliyim. Çoğu aşk hikâyesi birbirine âşık iki kişi hakkındadır. Peki ya diğerlerimiz? Ya bizim hikâyemiz? Tek başına âşık olanlarımız? Bizler tek taraflı bir ilişkinin kurbanlarıyız.” Üç yıldır âşık olduğu adamın nişanlandığını öğrenince ciddi olarak yıkılmıştır ve Amanda’yla benzer bir durumdadır. Sonuçta Amanda ve Iris, iki haftalığına ev değiştirirmeye karar verirler.


evlilik, ilişki, ayrılıkBu iki hafta her ikisinin de hayatlarının geri kalanını tamamiyle değiştirecektir. Iris, Los Angeles’ta Amanda’nın komşularıyla ve çalışanlarından biri olan Miles’la tanışır. Yaşlı bir senaryo yazarı olan Arthur’la aralarında bir dostluk gelişir. Arthur’dan çok şey öğrenecektir. Arthur ona seyretmesi için film tavsiyelerinde bulunur. İlginç bir şekilde tavsiye ettiği filmlerde hep güçlü kadınlar vardır. Başkasıyla nişanlı olduğu halde Iris’in sevgisinden de vazgeçemeyen adam, arada onu arayarak yarasının kapanmasına müsaade etmemektedir. Miles da son derece iyi niyetli bir adamdır ve sevdiği kadına bağlıdır. Ancak birlikte olduğu kadın tarafından aldatılır. Iris ve Miles benzer bir kaderi paylaşmaktadırlar. Miles’ın sevgilisi onu aldatmış olsa da Miles’tan vazgeçemez ve ondan af diler. Hem Iris hem de Miles ilişkilerinde sadaket ve fedakârlıklarının karşılığını almadan bu ilişkileri sürdürme, ya da hak ettikleri sevgiyi ve karşılığı alabilecekleri başka birini bulma arasında kalırlar. Kim bilir belki de bu başkası her ikisinin de yanı başındadır. Doğru karar hayatlarının geri kalanında mutlu olup olmayacaklarını da belirleyecektir.


Bu arada Amanda, İngiltere’de Iris’in erkek kardeşiyle tanışır. Bu genç adam sıcak, sevgi dolu ve Amanda’nın tam da ihtiyacı olan özelliklere sahip biridir. Ancak bu adamla uzun vadeli bir ilişkiyi sürdürebilmesi için Amanda’nın, anne babasının boşanmış olmasının yarattığı travmayla baş etmek için geliştirdiği savunmaları terk edebilmesi, diğer bir ifadeyle söyleyecek olursam duygusallıktan ve bağlanmaktan kaçmamayı başarabilmesi gerekecektir. İki haftanın sonunda Amerika’ya geri dönmek için vedalaşıp arabaya bindiğinde, anne babasının ayrılmalarından sonra hiç gözyaşı dökmemiş olan bu kadının yanaklarından yaşlar dökülmeye başlar. O an bu erkeğin kendisini derinden etkilediğini anlar ve geri döner. Bu filmdeki olayların her iki kadın için de hep olumlu tesadüflerle gelişmesi dikkate alındığında romantik bir film olduğunu düşünmekle birlikte senaryodaki psikoojik detaylar çok güzel ve yerinde. Gerçekten de bir insanın ağlayamaması onun kullandığı bir savunma mekanizmasının sonucu olabilir ve ilişkilerinde kendisini salıveremediği için hayatındaki erkekleri babasının yerine koyamadığı için tam olarak da bağlamamış olabilir. Bu nedenle ayrılıklar da acı verici olmaz ve kolay olur. Ayrılık aşaması için bu iyi bir şey gibi görünebilir ama ilişkinin sonunu hazırlayan da aynı mesafeli tutumdur.



Hem son derece eğlenceli, hem de son derece eğitici bir film. Özellikle de uzun süreli ilişkilerde bağlanamama ya da tam tersine kendisini hiç hak etmeyen birine kendini kullandırma boyutunda gereksiz bir bağlanma yaşayan kadınların kaçırmaması gereken bir film olduğunu düşünüyorum. İyi seyirler.


Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy