Evlenme kararı vermeye çalışan ve ideal bir evlilik konusunda kafası karışık olanların mutlaka seyretmesi gereken bir film.
İngilizce adı: The Girl with the Red Scarf
1977 Türkiye - Tür: Romantik, Dram
IMDB Puanı: 8.4/10 Benim puanım: 10/10
Yönetmen: Atıf Yılmaz
Senaryo: Ali Özgentürk
Oyuncular: Türkan Şoray (Asya); Kadir İnanır (İlyas); Ahmet Mekin (Cemşit); Nurhan Nur (Gülşah); Cengiz Sezici (Hamit); Elif İnci (Samet); İhsan Yüce (Yakup)
Konusu ve yorum: Türk sinemasının başyapıtlarından. Cengiz Aytmatov'un aynı adlı romanından sinemaya uyarlanmıştır. Filmin müziği Cahit Berkay tarafından bestelenmiştir.
Aklı ve kalbi arasında kalan bir kadının öyküsü. Bir köylü kızı olan Asya (Türkan Şoray) ve kamyon şoförü İstanbullu İlyas (Kadir İnanır) evlenirler. Bir çocukları olur. İlyas sık sık yola gitmektedir. Yolda kalan bir minübüse yardım ettiği için çok sevdiği kamyonundan onu ayırıp başka bir iş verirler. Bu duruma içerleyen İlyas kendini içkiye verir, evinden ve çocuğundan uzaklaşır. Bu arada kendisini tek taraflı olarak seven şehirli bir kadının evinde kalır. Kocasını başka bir kadının evinde gören Asya evi terk edip yollara düşer. Gidecek bir yeri olmayan Asya’nın karşına kader Cemşit’i çıkarır. Cemşit iki çocuğu ve karısını depremde kaybetmiş iyi kalpli bir adamdır. Çocuk hastalanınca bir hafta Asya’yı ve yavrusuna evinde bakar. İlyas karısını sevmektedir ama onu arayıp bulamayınca diğer kadınla birlikte ortadan kaybolur.
Bir hafta sonra Asya köye kocasına dönmek ister ama kocasının diğer kadınla uzaklara gittiğini öğrenince Cemşit’in evinde yaşamaya devam etmeye karar verir. Aradan yıllar geçer çocuk büyür. Çocuk Cemşit’i babası olarak görmeye başlar. Cemşit’in yanında huzurludur. Asya Cemşit’i de sever, başka tür bir sevgiyle de olsa. Gerçek sevginin ne olduğunu şöyle sorgular kendi kafasında: “Mutluluk bu muydu? Mutluluk ne idi ben bilmezdim. O vardı bir zamanlar, onu sevmiştim. Sevgi o muydu? Sevgi neydi? Coşkun akan dere, sonbahar rüzgârıyla ürperen yapraklar, cama vurup dağılan yağmur damlaları, bir yürek çarpıntısı. Sonunda coşkun dere durulur, yapraklar kurur dökülür, yağmur diner güneş çıkardı. Sevgi ne idi? Sevgi sahip çıkan, dost sıcak insan eli, insan emeğiydi. Sevgi iyilikti, sevgi emekti.” Cemşit ve Asya sonunda resmi nikâhla evlenirler.
Bir gece İlyas yakın bir yerde kaza yapınca, Cemşit ve Asya’nın evine konuk olmak zorunda kalır. Cemşit kim olduğunu anlar ama konuşmaz, Asya’nın kafası karışır ama susar. Küçük çocuğun gerçek babasına amca dediği sahne dokunaklıdır. İlyas oğluna sarılır ama bir şey demez. Aysa ona emek veren Cemşit’le âşık olduğu adam İlyas arasında kalır. Bir an çocuğunu da alıp İlyas’la gitmeyi düşünür. Final sahnesinde çocuk kendisini büyüten Cemşit’e baba diyerek koşar. Asya düşünür: “Sevgi neydi? Sevgi iyilikti, dostluktu, sevgi emekti.” ve en zor zamanlarında onun ve çocuğunun baba olarak seçtiği adama doğru yürür.
Filmin muhteşem finali finali seyirciyi kendi içinde bir yolculuğa çıkarıyor ve benzer bir durumda kalsa nasıl bir karar vermesi gerektiğini düşündürüyor. Evlenme kararı vermeye çalışan ve ideal evlilik konusunda kafası karışık olanların mutlaka seyretmesi gereken bir film. Bir taraftan aşk evliliklerinin norm haline geldiği diğer taraftan boşanmaların giderek arttığı günümüzde 1977 yapımı bu film tam bir evlilik eğitimi. Evlilikte sadakatin, dostluğun, fedakarlığın, zor zamanlarında yanında olabilmenin diğer her şeyden, en ateşli aşktan bile daha önemli olduğunu anlatıyor. Tekrar tekrar seyredilebilecek ve seyredilmesi gereken bir film.
Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy
RSS Facebook Twitter ilicMedia