ruhikizi

Evlilik, Aşk ve Kadın Erkek İlişkileri Üzerine Filmler

Seks Olmadan Bir Yılım

evlilik, seks, filmOrijinal adı: My Year Without Sex

2009 Avustralya - Tür: Dram

IMDB Puanı: 5.7/10


Yönetmen: Sarah Watt

Senaryo: Sarah Watt


Oyuncular: Katie Wall, Sonya Suares, Christine Moffat, Matt Day, Brett Robson


Konusu ve yorum: Evlilik ve evlilikte cinsel yaşamın önemi hakkında bir film. Bu filmde özellikle günümüzde erişkinlerin olduğu kadar çocukların da küçük yaşlardan itibaren seks ve cinsellik içeren çok fazla sahne ve bilgiye maruz kaldıklarını vurguluyor. Konusu seks olunca çok fazla açık sahne olduğunu düşünebilirsiniz ama bir çok filme kıyasla cinsellik içeren (hiç değil ama) çok az sahne olduğu bile söylenebilir. Natalie ve Ross güzel çocukları olan mutlu bir çifttir. Natalie beynindeki bir sorun nedeniyle ameliyat olur ve doktoru bir yıl süreyle kendisini zorlamamasını söyler ve hatta seks yapmasını yasaklar.


Natalie ve Ross bu sırada ekonomik sorunlarla da karşı karşıyadır. Ross televizyonda, dergilerde, reklamlarda sürekli olarak sunulan cinselliğin üzerindeki baskısını belki de hayatı boyunca bu bir yıl boyunca olduğu kadar hissetmemiştir. Yaşadığı sıkıntılar ve evlilik hayatında seksin olmamasının da katkısıyla çift zaman zaman gergin anlar yaşarlar ve kavga ederler.


Natalie ameliyat sırasında saçlarının yarısının tıraşlanmış olması ve göz çevresinin kanlanmasıyla kendisini çirkin hissetmektedir. Güzel görünmeye yapılan onca vurgu nedeniyle kendini kötü hisseder. Çift bu bir yılı nihayet kazasız bir şekilde atlatmayı başarırlar ve olağan hayatlarına geri dönerler.


Ross, bu bir yıl içinde eşine sadık olmaya devam eder. İş yerinde kendisiyle ilgili gibi görünen bir bayanla birlikte olmak için hiç bir şey yapmaz. Gerçi filmde bu kadının Ross'un çok da üstüne gelmediğini görüyoruz. Bu detay filmi gerçekçi yapmış. Eğer bu kadın ısrarcı davransa ya da ilgisini daha doğrudan dile getirseydi, özellikle eşiyle kavga ettiği zamanlarda pekâlâ bir "kaza" olabilirdi.


seks, evlilik, cinsellikNatalie ölümle burun buruna geldiği bu süre içinde, kilise aktivitelerine aktif olarak katılan bir arkadaşıyla yakınlaşır. Natalie'nin inancı yoktur. Bu kadın da daha önce şarkıcılık yapmış ve bazı kötü alışkanlıkları olmuş bir kadındır. Natalie ve bu kadın birbirini etkiler. Filmin genel bağlamı içinde bu din meselesinin bir anlamı var mı gerçekten anlamak zor. Belirli bir mesaj kaygısı da yok gibi duruyor, çünkü sonuçta hasta bir insan inancını doğal olarak gözden geçirebilir. Üstelik filmde Natalie bu konuyla ilgili son tahlilde nasıl bir değişim yaşıyor pek vurgulanmamış.


Bu filmin, evlilikte cinsel doyumun önemini farklı bir senaryo ile gündeme getirmesi açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Kapitalizmin cinselliği nasıl bir meta haline getirdiği ve cinselliği çeşitli şekillerde kullandığını da vurgulamış. Ancak senaryonun bunu biraz korkak bir biçimde yaptığını düşünüyorum. Kolaylıkla cinsel olarak yoksun kalan Ross'un çevredeki cinsel detaylara dikkatinin çekilmesi şeklinde de yorumlanabilir bu sahneler.


Bazıları bu filmde evli bir çiftin cinselliği bir yıllığına yaşayamamasının neden önemli olduğunu anlayamayabilirler, diğerleri de böyle bir yoksunluğa katlanmanın imkânsız olduğunu düşünebilirler. Çünkü insanların çoğu cinselliğe kendi bakışlarını ve kendi cinsel yaşamlarını referans noktası kabul ederek başkalarının cinsel hayatını değerlendiriyorlar. Ortalamada evli bir çift evliliğin ilk yıllarında ortalama haftada iki - üç kez birlikte olurken, hiç bir cinsel sorun yaşamayan yüz sağlıklı çiftin %8’i ayda birden az cinsel ilişki sıklığı bildirmişler; yine cinsel sorun yaşamayan çiftlerin üçte birinde ortalama 8 haftalık dönemsel cinsel ilişki kurmama bildirilmiştir. Bu da "normal" cinsel yaşamın bir evlilikten ötekine ne kadar büyük farklılıklar gösterebileceğini bize anlatıyor aslında.


Evlilikte seksin olup olmamasının önemi konusu gibi filmlerde az işlenen bir konuyu ele alması nedeniyle, bu konuyla ilgilenenler için seyredilebilecek bir film. Sürükleyici bir film olmadığı gibi eğlencelik bir film de değil. Bu nedenle muhakkak seyredilmesi gereken bir film olduğunu söylemek doğru olmaz. Seyredecekler için iyi seyirler.


Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy