Oyuncular: Rachel McAdams, Ryan Gosling, Joan Allen, Gena Rowlands, Sam Shepard
Konusu ve yorum: Çok duygusal ve romantik bir evlilik filmi. Huzur evinde yaşlı bir adam yaşlı demanslı (bunama yani hafıza kaybı ile giden bir rahatsızlık) bir kadına not defterinden eski bir aşk hikâyesi okur. Bu aşk hikâyesi 40’lı yıllarda bir sahil kasabasındaki bir yaz aşkını anlatmaktadır. Zengin bir ailenin iyi eğitimli kızı olan 17 yaşındaki Allie ile marangoz atolyesinde işçi olarak çalışan Noah birbirine çok fena âşık olurlar. Ancak kızın anne ve babası ilişkiyi onaylamazlar. Yaz bittiğinde kız ailesinin de baskısıyla üniversite okumak üzere ayrılmak zorunda kalır. Noah bir yıl boyunca her gün mektup yazar ama kızın annesi mektupları saklar. İkinci dünya savaşı patlak verir, Noah askere gider. Bu arada Allie gönüllü olarak çalıştığı asker hastanesinde tanıştığı kendisi gibi zengin bir aileden gelen Lon ile yakınlaşır.
Ancak ne Loan ne de Allie birbirini tam olarak unutabilmiş değildir. Noah askerden dönünce Allie’ye anlatmış olduğu hayalindeki eski evi satın alır ve tamir eder. Kader bu ya Lon ile Allie’nin evlilik törenleri için her şey hazırlanmış olduğu bir zamanda, düğüne günler kala, Loan’ın tamir ettiği muhteşem evin önündeki fotoğrafını gazetede görür. Nişanlısından bir süre izin ister ve Loan’u görmeye gider. Aradan geçen uzun yıllardan sonra her ikisi de değişmiştir ama duyguları aradan geçen yıllara rağmen ateşinden hiçbir şey yitirmemiş gibi kaldıkları yerden devam ederler birkaç günlüğüne.
Allie’nin annesi ve nişanlısı durumu fark ederler ve kasabaya gelirler. Allie nişanlısına verdiği sözü tutmakla, âşık olduğu adam arasında bir karar vermek durumundadır. Bu arada huzur evindeki yaşlı kadının hafızası gidip gelmektedir ve hikâyenin bazı kısımlarını zaman zaman hatırlamaktadır. Yaşlı adam birkaç kez kalp krizi geçirmiştir ve yaşlı kadın çocukları da dâhil olmak üzere hiç kimseyi tanımayacak kadar bunamanın ileri evrelerindedir. Allie kimi seçer, hikâyeyi bir not defterinden okuyan yaşlı adam kimdir? Filmin muhteşem sonunu seyretmelisiniz.
Klasik romantik filmlerde aşıklar kavuşurlar ve film biter. Yaşamdan aşkla dolu kesit seyrederiz. Ancak bu film çok farklı. Herşeyi göze alabilecek kadar gözü kara gençlik yıllarıyla birlikte hastalıkla, kalp krizleriyle, yavaş yavaş herşeyi unutarak beyin hücrelerinin ölmesiyle, huzur evinde geçirilen günlerle artık ölüme yaklaşıldığı aşikar olan yaşlılık yıllarını bir arada seyrediyoruz.
Bu film beni çok hüzünlendirdi doğrusunu isterseniz. Ne kadar uzun ve sevgi dolu bir hayat yaşarsak yaşayalım, hayatın geçiciliği ve her şeyin bir sonunun olması insanı hüzünlendiriyor. Genç bir çiftin ancak böyle filmlerde görülebilecek kadar güçlü aşkı ve hayatının sonlarındaki yaşlı bir adam ve yaşlı bir kadının aşkını bir arada anlatarak en güzel anlarıyla ve en acı sonuyla birlikte insan hayatını bir bütün olarak gözler önüne sermeyi başarıyor.
Filme değerinden bir şey kaybettirmiyor ama merak edenler için bir not eklemeliyim: filmde yaşlı kadının zaman zaman hafızasının tamamen yerine gelmesi ve ileri düzey bunamasına rağmen hafızası dışında başka her şeyin normal olması pek gerçekçi olmamış. Genellikle çocuklarını ve eşini bile unutacak düzeydeki bir bunama hastasının birden her şeyi hatırlaması mümkün olmaz ve genel sağlık durumu da oldukça bozuk olur.
RSS Facebook Twitter ilicMedia