Orijinal adı: 37°2 le matin
İngilizce adı: Betty Blue
1986 Fransa - Tür: Dram, Komedi, Erotik
IMDB Puanı: 7.2/10
Yönetmen: Jean-Jacques Beineix
Senaryo: Jean-Jacques Beineix
Oyuncular: Béatrice Dalle, Vincent Lindon, Jean-Hugues Anglade, Gérard Darmon, Jacques Mathou
Konusu ve yorum: Bu film ruhsal açıdan ileri derecede hasta (borderline kişilik bozukluğu) bir kadınla zavallı bir adamın ilişkisini anlatıyor. Bu filmde olup bitenler gerçek yaşamda ancak milyonda bir görülebilecek cinsten. Bu nedenle filmden olağan günlük yaşama dair sonuçlar çıkarmak zor. Film boyunca kadın ve erkek karakterlerimiz sık sık tamamen anadan üryan biçimde ortalıkta dolaşıyorlar ve bolca seks sahnesi var. Bu sıra dışı çiftin gariplikleri filme aksiyon katmış olsa da eğer sinema sanatıyla özel olarak ilgili değilseniz 3 saatlik bu filmi seyretmenizi tavsiye etmem.
Gelelim filmin konusuna: Zorg, Fransa'da deniz kenarında yüzlerce bungalowdan oluşan bir yerleşim yerinde işçi olarak çalışmaktadır. Cinsel açıdan son derece rahat bir genç kadın olan Betty hayatına girer ve Zorg'un bungalowuna taşınır. Patronu bu kadının ortalıkta dolaşmasından rahatsızdır ve Zorg'a Betty'yle birlikte 500 tane bungalowu boyama görevi verir. Betty yalnızca bir tane bungalowun boyanacağını zannetmiştir. İşi bir eğlence gibi görerek Zorg'a yardım eder ama gerçeği öğrenince çılgına döner, patronun arabasına bir kutu boyayı boca eder, bungalowdaki bütün eşyaları pencereden dışarı atar, öfkesi dinmeyince bungalowu ateşe verir. Zorg çareyi Betty'yi de alarak oradan kaçmakta bulur.
Bu arada Betty, Zorg'un defterlere yazdığı bir romanı bulur ve Zorg'un müthiç bir yazar olduğuna inanır. Hevesle bütün romanı daktilo eder ve yayıncılara göndermeye başlar. Bu romanın yayınlanması olayını hayatının en önemli meselesi haline getirir. Yayıncılardan olumsuz cevaplar geldikçe sinir krizleri geçirir. Bir arkadaşlarının annesi ölünce, arkadaşları Betty ve Zorg’un annesinin evine yerleşmelerini ve annesinden kalan piyano satma işini devralmalarını ister. Hiçbir mesleki eğitim ve birikimi olmayan bu iki insan için aslında büyük bir şanstır. Ancak Betty’nin duygusal dengesizliği ve sık sık içine düştüğü boşluk duygusu yüzünden hayatına heyecan katacağını düşündüğü arayışları mutlu olmalarının önündeki en büyük engel olacaktır.
Zorg, kendi tekdüze hayatına anlam katan Betty’nin iniş çıkışlarına, öfke patlamalarına, fevri kararlarına tahammül eder ona destek olur. Hamile kaldığını düşününce Betty bu kez de çocuğu hayatının anlamı yapar, ancak test sonucunun yanlış pozitif olduğu ortaya çıkınca çöker. Zorg, Betty’yi mutlu edebilecek her şeyi yapabilmek için para sağlamak üzere kadın kılığına girerek soygun yapar. Bu bile Betty için bir şeyi değiştirmez. Çöküntüsü derinleşir, kafasının içinde sesler duymaya başlar. Psikiyatrik açıdan bakıldığında psikotik bulgulu depresyon diyebileceğimiz bir durumdadır. Kendi gözlerinden birini oyar ve hastaneye kaldırılır. Zorg bu berbat durumda bile Betty’ye destek olmaya çalışır ama Betty artık kimsenin yardım edemeyeceği kadar ağır bir ruhsal çöküntü içindedir. Zorg acılarına son vermek için Betty’yi yastıkla boğarak öldürür.
Borderline (sınırda) kişilik bozukluğu filmlerde sık işlenen bir kişilik bozukluğudur. Bu filmde de duygusal dengesizlik, kronik anlamsızlık duygusu, fırtınalı ilişkiler, kendisi ve çevresindeki insanlarla ilgili duygularının sık değişmesi, kendine zarar verici davranışlar ve aşırı stres dönemlerinde psikotik belirtilerin (gerçeği değerlendirmenin bozulması, sesler duyma vb) olması gibi birçok belirtiyle Betty, borderline kişilik bozukluğunun bütün belirtilerini gösteriyor. Böyle bir kadınla ilişki başlarda heyecan verici olabilir. Borderline kişilik bozukluğu olanlar gözlerinde bazı insanları olduğundan çok daha büyütüp yüceleştirebilirler. İlişkinin başında sizi göklere çıkaran birisi kendinizi muhteşem hissetmenizi sağlayabilir ama yerin dibine girmeniz çok uzun sürmeyecektir. Sonuç olarak borderline kişilik bozukluğu olan bir kadın ya da erkekle istikrarlı bir ilişki sürdürmek, hele hele evlilik yapmak ve bir hayat planı yapabilmek imkânsız denecek kadar zordur.
En baştaki uyarıma rağmen filmi seyretmek isteyenlere iyi seyirler dilerim.
Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy
RSS Facebook Twitter ilicMedia