Aşk ve idealler arasında kalan bir adamın tercihin konu alan bu sinema klasiğini seyretmelisiniz.
Orijinal adı: Casablanca
1942 ABD - Tür: Dram, Romantik, Savaş
IMDB Puanı: 8.7/10
Yönetmen: Michael Curtiz
Senaryo: Philip G. Epstein, Julius J. Epstein
Oyuncular: Humphrey Bogart, Ingrid Bergman, Peter Lorre, Dooley Wilson, Claude Rains
Konusu ve yorum: ABD Film Enstitüsü bu filmi 2002 yılında en iyi aşk filmi olarak seçti. Kasablanka, sinema tarihinin en meşhur filmlerden birisi. O kadar ki bu filmin çekildiği Fas’ın Kazablanka şehri bu film sayesinde çok turist çeken bir şehir haline gelmiş.
Film ikinci dünya savaşının başlarında, 1942 yılında çekilmiş ve ikinci dünya savaşının ilk yıllarında Paris ve Kasablanka’da geçen bir aşk hikâyesini anlatıyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında, Almanlardan kaçan Avrupalılar önce Kasablanka’ya gelip, oradan da gemi yoluyla Amerika’ya gidebilecekleri Lizbon’a geçmeye çalışırlar. Rick ve Ilsa Paris’te tanışır ve âşık olur. Almanlar Paris’e yaklaşınca birlikte Kasablanka’ya kaçmaya karar verirler. Rick tren istasyonunda Ilsa’yı bekler ama Ilsa gelmez, Rick tek başına şehirden kaçmak zorunda kalır. Ilsa’nın neden o gün tren istasyonuna gelemediğini uzun zaman sonra anlayabilecektir.
Rick, Kasablanka’da bir gece klubü işletmeye başlar. Ilsa’yı unutmayı başaramamıştır. Derken bir gün, Almanlar’dan kaçan bir direniş örgütü lideri olan Victor Lazlow’la birlikte Ilsa çıkagelir. Kasablanka’dan Lizbon’a geçebilmek için gerekli geçiş belgesi şans eseri Rick’in eline geçmiştir. Bu geçiş belgesini kullanarak Ilsa’yla birlikte kaçmak ya da Victor Lazlow ve Ilsa’nın birlikte kaçmalarını sağlamak. Victor Lazlow’un Almanların elinden kurtulup insanlık uğruna çalışmaya devam etmesini sağlamak ya da âşık olduğu kadınla beraber Amerika’ya gitmek, bir kadına duyulan aşk mı yoksa yüce idealler mi baskın gelecek? Seyirci son dakikaya kadar Rick’in hangisini tercih edeceğini bilemez. Siz olsaydınız hangisini tercih ederdiniz, âşık olduğunuz ve sizi seven kadınla beraber olmak için mi kullanırdınız elinizdeki tek kurtuluş belgesini yoksa belki de yüzbinlerce insanın ve birçok ülkenin kurtulmasını sağlayacak bir lidere görevine devam etme fırsatını verebilmek için mi?
Film, çekildiği egzotik mekânlar, müzikleri, ikinci dünya savaşı Avrupa’sından sahnelerle gerçekten etkileyici. Ancak filmde anlatılan Rick ve Ilsa’nın aşkları neresinden baksanız sıradan bir aşk hikâyesi. Bir birleri hakkında neredeyse hiçbir şey bilmeyen bu kadın ve erkek arasındaki aşkı büyüten şey herhalde birbirilerini gerçekten tanıyamadan ayrılmak zorunda kalmaları olsa gerek. Bu film bence kadın erkek arasındaki aşkı yüceltmiyor, tam tersine insan hayatında aşktan daha yüce ideallerin olabileceğini anlatıyor.
İnsanlık idealleri aşktan daha önemli olsa da birçok kadın ve erkek için bu düzeyde bir kendini gerçekleştirme mümkün olamaz. Film bu gerçeği de kabul ediyor aslında. Genç bir kadın sevdiği erkekle birlikte kaçmak istemektedir ancak polis şefine rüşvet verebilecek kadar çok parası yoktur. Yozlaşmış polis şefi, bu tür durumlara rüşvet olarak para yerine sekse de hayır demeyen birisidir. Genç kadın sevdiği adamla birlikte kaçabilmek için bu iğrenç teklife bile evet demeye razı olmuş görünmektedir ama en azından polis şefinin sözünde durup durmayacağını öğrenmek için Rick’e başvurur. Rick kadının ihtiyaç duyduğu parayı ona vererek sevmediği adamla seks yapmaktan onu kurtarır. Siz kadının yerinde olsaydınız ne yapardınız? Polis şefinin iğrenç teklifini kabul eder miydiniz? Peki, Rick’in yerinde olsaydınız ne yapardınız? Bu kadına ihtiyaç duyduğu parayı verir miydiniz, yoksa böylesi bir durumda bir yabancının ahlaki tercihinin sizi ilgilendirmediğini mi düşünürdünüz?
Sinema tarihinde önemli yeri olan bu filmi hala seyretmediyseniz seyretmenizi tavsiye ederim. Eğer seyrettiyseniz, bir kez de benim bakış açımdan tekrar seyretmeye ne dersiniz?
Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy
RSS Facebook Twitter ilicMedia