2009 - ABD, Tür: Aile, Biyografi, Dram, Komedi, Romantik
Yönetmen: Nora Ephron
Oyuncular: Amy Adams (Julie Powell), Meryl Streep (Julia Child), Stanley Tucci (Paul Child), Jane Lynch (Dorothy Mcwilliams), Chris Messina (Eric Powell)
Konusu ve Yorum: Kim demiş mutlu bir evlilik hakkında film yapılmaz diye. Julie ve Julia gerçekten yaşamış iki çiftin hayatlarından kesitler sunuyor. Muhteşem bir film diyemem ama basit bir konu ancak bu kadar güzel anlatılabilir. Julia Child "Fransız Mutfak Sanatında Ustalaşmak" isimli kitabın yazarı ve televizyonda bir yemek programı yapımcısı. Julia Child 2004 yılında hayata gözlerini yummuş. Julia Powell ise New York'ta yaşayan bir kadın ve Julia Child'ın kitabındaki tarifleri 1 yıl içinde deneyerek tecrübelerini internetteki günlüğünde paylaşmış. Film her iki Julia'nın hayatından aralarında onlarca yıl olan birbirinden bağımsız kesitlerini aktarıyor.
Julia Child'ın eşi Paris'teki Amerikan büyükelçiliğinde çalışırken kendisi bir işte çalışmadığı için boş zamanını değerlendirmek için Fransız yemekleriyle ilgilenmeye başlıyor ve bir yemek kitabı yazıyor. Julia Powell ise zaten bir işte çalışan ama hayatında bir hareket istediği için kendisine bir hedef koyarak 365 günde Child'ın kitabındaki bütün tarifleri deniyor.
Her ikisinin de güzel giden bir evlilik hayatı ve kendilerine destek olan kocaları var ama Julia Powell’ın Julia Child'dan farklı olarak doyumsuz bir tarafı var ve zaman zaman yaşadığı zorluklar nedeniyle krizler yaşayabiliyor. Yalnızca kendi isteğiyle giriştiği bu işi abartması nedeniyle aslında kendisine son derece destek olan eşini bile bunaltabiliyor. Bir ara eşi evi terk ediyor ama geri dönüyor. Filmi seyrederken Julia Powell'ın bu doyumsuzluğu dikkatimi çekmişti. Nitekim gerçek yaşam öyküsünde de bu bir yıllık serüveni kitap olarak yayınladıktan sonra evlilik dışı bir ilişki yaşadığını öğrenince pek de şaşırdım diyemem.
Sıradan Amerikalı ev kadınlarının kitap yazmak gibi işlere giriştiklerini zaman zaman duyarım. Bu başarı hikâyeleri beni hem şaşırtır hem de imrendirir. Bu filmde de sıradan hayatları olan insanların giriştikleri işlerde gösterdikleri başarılarda hayranlık uyandıran bir taraf var. Diğer yandan Amerikalıların bu fazla başarıya odaklı hayatlarının bir mutsuzluk kaynağı olduğunu düşünüyorum. Filmde Julia Powell'ın üç kız arkadaşıyla öğle yemeği sahnesinde bütün kadınlar sürekli telefonla iş konuşmakta ve ne kadar başarılı olduğunu anlatırlar. Julia'nın farklı bir şeyler yapmak istemesinde bu ortamın da etkisi olur. Aslında her şey yolunda giderken bile doyumsuzluk yaşayabileceğimizi ve her zaman bu duyguya yaratıcı bir çözüm bulamayıp iyi giden bir evlilik hayatını bile tehlikeye atabileceğimizi söylemem gerek. Başka ne diyeyim: bon appetit...
Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy
RSS Facebook Twitter ilicMedia