Yıllar boyu mutlu bir evlilik sürdürmüş olan bir çiftin boşanma aşamasında birbirine nasıl cehennem azabı çektirebileceğini anlatan ibretlik bir film.
Orijinal adı: The War of the Roses
1989 ABD - Tür: Komedi, dram, psikolojik
IMDB Puanı: 6.7/10
Yönetmen: Danny DeVito
Senaryo: Michael Leeson, Warren Adler (roman)
Oyuncular: Michael Douglas (Oliver Rose), Kathleen Turner (Barbara Rose), Danny DeVito (Gavin D'Amato), Marianne Sägebrecht (Susan), Sean Astin, Dan Castellaneta
Konusu ve yorum: Bu filme sadece komedi demek haksızlık olur. Her halde boşanma hakkında çekilmiş en ilginç filmlerden birisidir Güllerin Savaşı. Filme güllerin savaşı denmesinin sebebi filmdeki çiftimizin soyadının “Rose” yani “gül” olması. Oliver ve Barbara çifti yağmurlu bir günde yağmurdan kaçmak için katıldıkları bir müzayedede karşılaşırlar. Basit bir heykelcik için aralarında inatlaşarak heykeli olağan fiyatının çok üstünde bir fiyat vererek alır Barbara. Bu inatlaşma aslında ilişkilerinin geleceğini de bir bakıma yansıtmaktadır. Bu romantik karşılaşmadan sonra evlenirler.
Oliver başarılı bir avukattır, Barbara ise iki çocukları ve evleriyle ilgilenmektedir. Bir işi olmasa da Barbara’nın kendine özgü hırsları vardır. Çok beğendiği bir evi yıllarca bekledikten sonra satın alır, daha doğrusu eşine aldırır. Yıllarca bu evle uğraşır, baştan sona dekore eder, mobilyalar alır, süsler. Bu evi adeta hayatının amacı haline getirmiş gibidir. Bu evle ilgili yapacak hiçbir şeyi kalmadığında catering işine girer.
Barbara hayatına anlam katmak için giriştiği yeni işiyle ilgili bir sözleşmeyi eşinden okuyup incelemesini ister. Oliver, Barbara’nın işini küçümsemektedir, sözleşmeyi okumayı da ihmal eder. Bu ihmal Barbara’nın Oliver’a karşı duygularını olumsuz etkiler. Filmde o zamana kadar her şey yolundaymış gibi görünüyor ama ben Barbara’nın yıllardır içinde biriktirdiği öfkenin açığa çıktığını düşünüyorum. Nitekim bir akşam yemeği toplantısında Oliver’ın dikkatsizce konuşmaları nedeniyle Barbara’yı küçük düşürdüğünü seyrediyoruz. Eşinin kendini değerli hissetme ve beğenilme ihtiyacını yeterince önemsemediğini düşünmek yanlış olmasa gerek. Barbara da yıllar boyu hissettiklerini eşine açık bir şekilde anlatmamış olduğu için biriken öfkenin eşine duyduğu sevgiyi körelmesine bir bakıma zemin hazırlamıştır.
Barbara 18 yıldan sonra boşanmaya karar verir. O zamana kadar aralarındaki sorun gündeme getirilmediğinden Oliver için beklenmedik bir karardır ve “Boşanmak isteyen kişinin ben olması gerekirdi!” “Sana iyi bir hayat sağlamak amacıyla yeteri kadar para kazanmak için kıçımı yırtıyorum...” diyerek tepkisini dile getirir. Barbara yalnızca evi istemektedir. Oliver ise kazandığı her şeyi o ev için harcadığını söyleyerek bu teklifi kabul etmez ve “Güllerin Savaşı” başlar. Oliver’ın avukat arkadaşı Gavin (Danny DeVito) Barbara’nın teklifini kabul etmesini ve olayı bitirmesini tavsiye etse de dikkatsizce birbirinin kalbini kıran Barbara ve Oliver için evin nasıl paylaşılacağı artık paradan çok bir gurur meselesi haline gelmiştir. Oliver boşanma aşamasında evden ayrılmayı da kabul etmez. Artık aynı evin içinde birbirine düşman bu kadın ve erkek kelimenin tam anlamıyla birbirinin canını yakan bir savaşa girişirler.
Rose çiftinin hikâyesini boşanmak üzere kendisine başvuran bir müvekkiline anlattığı şekliyle Gavin’in ağzından dinliyoruz. Gavin müvekkiline olayı anlattıktan sonra “Önemli olan tüm şey bunu hızlı ve temiz bir şekilde bitirmektir, böylece hayatını yeniden kurmaya başlayabilirsin. Tamam mı? Ya da kalkıp evine gidebilirsin bir zamanlar gençlik aşkına duyduğun sevgiden birkaç parça bir şey bulmaya çalışabilirsin. Bu senin hayatın.” diyerek kesin olarak boşanmaya karar verildiyse bu sürecin her iki taraf için de yıkıcı olmaması için hızlı bir şekilde bitirmesini tavsiye eder. Gavin’in bu sözü üzerine söylenecek fazla bir şey yok aslında.
Özellikle boşanmayı düşünen çiftlerin mutlaka seyretmesi gereken bir film olduğunu düşünüyorum. Bu filmde boşanan çiftlerin yaşadıkları yer yer komik yer yer trajik bir şekilde dramatize edilmişse de gerçek hayatta da yıllar boyu boşanamayıp birbirine acı çektiren insanların sayısı hiç de az değil. Maalesef avukatlar filmdeki Gavin’den farklı olarak genellikle boşanan çiftlerin birbirinden mümkün olan en fazla nafaka ve tazminatı koparmaları için çiftleri kışkırtabiliyorlar. Mücadele, karşı tarafın iktidarsız olduğu şeklinde iftira atmaya kadar varabiliyor.
Bu filmden çıkarılması gereken dersler var. Eğer boşanacaksanız, hele hele çocuklarınız varsa, ilişkiyi düşmanlığa dönüştürecek geri dönülmesi imkânsız sözlerden ve hareketlerden lütfen kaçının. Boşanma eğer yanlış verilmiş bir kararsa kim bilir belki tekrar bir araya gelirsiniz. Bu olmasa bile çocuklarınız için görüşmek zorunda kalacaksınız. Hayatınızın geri kalanında birbirine hakaret etmiş insanlar olarak karşılaşmak yerine neden mutluluklarınızı paylaşan insanlar olmayasınız ki. Boşanan insanlar genellikle birbirini suçlar ve kaybettikleri yıllar için birbirine öfkelidirler. Bir terapist olarak bu çiftleri dinlediğimde çoğunlukla her iki tarafın da haklı olduğu yönleri olduğunu görmüşümdür. Bu filmde de seyredeceğiniz üzere hatalar genellikle karşılıklıdır. Kimin haklı olduğunu bulmaya çalışmayın. Bu kavgada galip bir taraf olmayacak. Herkes kaybedecek, az ya da çok.
IMDB’de çok yüksek bir puan almamış olsa da bu filmin özel konusu, müthiş oyunculuğu ve her çiftin evlilik hayatına dair çıkartılabilecek dersler içermesi nedeniyle mutlaka seyredilmesi gereken bir film olduğunu düşünüyorum.
Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy
RSS Facebook Twitter ilicMedia