ruhikizi

Evlilik, Aşk ve Kadın Erkek İlişkileri Üzerine Filmler

Dört Nikâh Bir Cenaze

dört nikah bir cenaze, dini evlilik, evlilik, filmBence günümüzde evlilik kurumunun ve aşk evliliğinin aşırı idealize edilişini anlatsa da sıradan bir okumayla romantik bir komedi filmi.


Orijinal adı: Four Weddings and a Funeral

1994 İngiltere - Tür: Dram, Komedi, Romantik

IMDB Puanı: 7,0/10


Yönetmen: Mike Newell

Senaryo: Richard Curtis


Oyuncular: Hugh Grant, John Hannah, Kristin Scott Thomas, Andie MacDowell, Nicola Walker


Konusu ve yorum: Charles (Hugh Grant) kızların ilgisini çeken sevimli bir genç adamdır. Birlikte olduğu birçok kız kendisine âşık olmuş gibi görünüyor. Buna rağmen Charles yakın olduğu arkadaş çevresindeki diğer erkekler gibi ideal bir eş aradığı için olsa gerek bir türlü doğru kadınla karşılaştığından emin olamadığından evlilikten uzak durmuştur.


dini evlilik, nikah, evlilik, düğün Bir arkadaşının nikâh töreninde karşılaştığı Amerikalı bir kadın olan Carrie’yle (Andie MacDowell) aynı gece birlikte olurlar. Oldukça görmüş geçirmiş güzel bir kadın olan Carrie, ertesi sabah şakayla karışık evlilik konusunu açar ama Charles için bu fazlasıyla hızlı bir girişimdir. Evlilik konusu kötü bir şaka olarak kapatılır ve Carrie “Ama bence ikimiz de burada büyük bir fırsatı kaçırdık” diyerek Amerika’ya döner.


Carrie ile ikinci kez yine bir düğünde karşılaştıklarında Carrie artık başka bir adamla sözlenmiştir. Charles ve Carrie, üçüncü kez Carrie’nin düğününde karşılaşırlar. Düğünde bir arkadaşları kalp krizinden ölür ve araya bir de cenaze girer. Dördüncü düğün ise Charles’ın kendi düğünüdür. Anlaşılan o ki, Charles ideal aşk ve ideal eş aramanın artık bir anlamı olmadığını düşünerek ve evlilik için aşkın gerekli olmadığına karar vererek uzun süredir kendisine âşık olduğunu bildiği bir kadınla evlenmek üzeredir.


Kendi düğününde bir kez daha Carrie ile karşılaştığında ve Carrie’nin kocasından ayrıldığını öğrenince yanlış kadınla evlilik yapmak üzere olduğuna karar verir. Herkes düğün için toplanmıştır ve gelin kiliseye girmek üzereyken, yani son dakikada hala emin olmayan Charles arkadaşına “Matt, evlilik hakkında ne düşünüyorsun?” diye sorar. Matthew “Vay canına! Bence gerçekten iyidir, eğer karşındakini tüm kalbinle seviyorsan” diyerek cevap verir. Bu kısacık cevap evliliğin ne olduğunu anlatabiliyor mu dersiniz, bence hayır. Papaz “Bu iki kişinin kanunen birleşmesine mani herhangi bir sebebi olan varsa ya şimdi konuşsun ya da sonsuza kadar sessizliğini korusun” şeklindeki rutin konuşmasını yaptığında kardeşi devreye girerek rutini bozar ve Charles’ın bir başkasını sevdiğini söyler. Charles gelinden yediği bir tokatla yol açtığı büyük fiyaskoyu ucuz atlatır. Gelinin babası tarafından güzel bir meydan dayağını fazlasıyla hak ettiğini düşünüyorum! Düğün dağılır. Carrie ve Charles kavuşurlar: mutlu son!


dört nikah bir cenaze, film, evlilik, dini evlilikBoşanmaların artmasının ve evlilik kararını vermenin güçleşmesinin ardında evlilikle ilgili yanlış beklentilerimiz yatıyor. Evlilik kadın ve erkeğin, yalnız kalmamak, çocuk yapmak, hayatın güçlüklerini paylaşmak için toplumun denetiminde bir araya gelmesidir. Günümüzde evlilik birçok insan için seks yapmak ve muhabbet etmek amacıyla sürekli bir kadın ya da erkek arayıp durmamak için yapılan bir şey oldu. Filmde, Charles’ın arkadaşları arasında geçen şu konuşma bu yüzyılda insanların neden evlendiklerini ya da evlilik gerekçeleri konusundaki kafa karışıklığını çok güzel anlatıyor:

- Evlilik hakkında yeni bir teorim var. İki insan âşık olur ve beraber yaşar ama günün birinde konuşacak bir şey kalmaz. Hiçbir şey. Birbirlerine söyleyecek tek bir şey dahi bulamazlar. İşte bu. Panik. Sonra birden, erkeğin aklına bu çıkmazdan kurtulmak için bir fikir gelir.

- Ki?

- Ona evlenme teklif etmek.

- Dâhiyane!

- Artık hayatlarının sonuna kadar konuşacak bir şeyleri olur.

- Yani bu sadece utanç verici sessizlikten kurtulmak için bir yol.


Tarihin hiçbir döneminde yüz yılımızdaki kadar aşk evliliği yapılmamıştır ve boşanma oranları da yüz yılımızda tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar yüksektir. Aşk ve boşanma arasında bir paralellik var gibi görünüyor. Bu ilişki anlaşılır bir şey aslında. Çünkü aşk nihayetinde bir insanı yüceleştirmektir, yani gözümüzde “aslında hak etmediği” bir yere koymaktır. Bir insana âşık olmak âşık olunandan çok âşık olanla ilgilidir. Ruhsal ihtiyaçlarımızı karşılayacağını zannettiğimiz birine âşık oluruz. Çoğu zaman bu sürecin farkında bile değilizdir. İçimizdeki boşluğu dolduramayınca da geriye dönüp “gerçek aşk değilmiş” diyerek durumu açıklamaya çalışırız. Evlilik için doğru kişiyi bulmak diye bir şey yoktur, evlilik için doğru insan olmak vardır. Charles bir repliğinde bence film boyunca en doğru lafı söyler: “Belki doğru kişiyle tanıştım. Belki de tanıştığım bütün kızlar da doğru kişiydi.” Diğer bir ifadeyle siz doğru insan olmayı başarırsanız herhangi biriyle evlilik yapabilirsiniz, herkes sizin için doğru kişi olabilir demektir.


Yer yer küfürlü bir dil kullanılmış ve kısıtlı düzeyde çıplaklık içeren sevişme sahneleri mevcut olmakla birlikte dozu abartılmamış. Yine de konusu itibariyle 18 yaşın altındakilere hitap etmiyor. İnglizlerin dini evlilik törenleriyle iç içe geçmiş düğün eğlencelerini izlerken ülkemizde devam edegelen dini nikah ya da imam nikahı tartışmalarını düşünmeden edemedim doğrusunu isterseniz. Ülkemizde birçok çift dini nikâh ya da imam nikâhı yaptırmaya devam ettiği halde bu ritüellerle düğün eğlencelerinin birbirinden net sınırlarla ayrılmış olması bu konuda adeta dissosiyatif bir savunmanın kullanılmakta olduğunu düşündürdü ama bu konuyu başka bir makaleye havale etmek daha doğru olacak. Belki daha sonra başka bir filmde bu konuyu tartışırız. Aşkı yüceleştiren ve basitleştiren mesajını onaylamasam da güçlü kadrosuyla, akıcı diyaloglarıyla son derece eğlenceli bir film olduğunu ve keyf için seyredilebilir olduğunu düşünüyorum.


Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy