Evlilik hayatının sorumluluk gerektiğini ve haz peşinde koşmanın bedelinin er geç mutsuzlukla ödeneceğini vurgulayan bir film.
Orijinal adı: 5x2
2004 Fransa - Tür: Dram, Psikolojik, Erotik
IMDB Puanı: 6,6/10
Yönetmen: François Ozon
Senaryo: François Ozon, Emmanuèle Bernheim
Oyuncular: Valeria Bruni Tedeschi (Marion), Stéphane Freiss (Gilles), Françoise Fabian (Monique), Michael Lonsdale (Bernard), Géraldine Pailhas (Valérie), Antoine Chappey (Christophe), Marc Ruchmann (Mathieu)
Konusu ve yorum: Film, Gilles (Stephane Freis) ve Marion (Valeria Bruni-Tedeschi) çiftinin avukat karşısında boşanma evraklarını imzaladıkları sahne ile başlıyor. Çift boşandıktan hemen sonra gidip seks yaparlar. Bu sahnede soyunup henüz boşandığı adamın yatağına giren kadın, ne olduysa “iş”in ortasında “dur” der, adam durmaz! Başlı başına bu sahne bile bu kadın ve erkeğin ilişkisininin garipliğini vurguluyor bence. Hiçbir çift boşanmak için evlenmez elbette. Anlaşmalı evlilik hariç tabii ki ama ne kadar çaba harcarsanız harcayın, bir evlilik sürdürülemeyebilir. Bunda bir gariplik yoktur. Henüz boşanmış bir çiftin gidip seks yapması ise kesinlikle gariptir.
Filmde dört flashback’le adım adım Gilles ve Marion çiftinin tanıştığı yıllara kadar geri dönüyoruz. Flashback’ler birçok filmde kullanılan bir teknik olduğu için sıradan olsa da boşanan bir çiftin geçmişine bu şekilde bakmak, boşanma aşamasındaki çiftlere danışmanlık yapmış birisi olarak bana ilginç geldi. Çiftlere boşanmalarına neden olan sorunların aslında evlilik öncesi dönemde de var olduğunu göstermek için ilişkinin ilk yıllarını sorarım. Bu filmin senaryosu sanki bir evlilik danışmanından yardım alınmış izlenimi uyandırdı bende.
İlk flashback’le Gilles’in eşcinsel olan erkek kardeşi ve onun erkek arkadaşıyla bir akşam sohbetlerine geri dönüyoruz. Bu akşam sohbetinde Gilles’in ne kadar hayata hedonist bir bakış açısı olduğu vurgulanıyor.
İkinci flashback’le Gilles’in çocuklarının doğumunda neredeyse mutsuz olduğunu ve bu dönemde Marion’un yanında olmadığını görüyoruz. Bu da hedonizmi vurgulayan bir detay. Sonuçta çocuk sahibi olmak hayatı yalnızca hazlarımız için yaşayamayacağımız anlamına gelmiyor mu? Gilles’e muhtemelen bir baba olmanın sorumlulukları ağır geliyor ve bir nevi babalık hüznü yaşıyor.
Üçüncü flashback evlilik törenine götürüyor seyirciyi. Evlilik töreninde özellikle Gilles’in yüzündeki ifade evlilik kararından emin olmadığını hissettiriyor. Evlendikleri gece Marion istekli olmasına karşın Gilles uyuyakalır ve seks yapmazlar. Bu gecenin birlikte geçirecekleri ilk gece olmadığını söylememe gerek yok. Marion dışarıya çıkar ve otelde kalan bir başka adamın ısrarına yeterince direnç göstermeyerek bir cinsel yakınlaşma yaşanır. Filmde bu adamla tam olarak ne yaşandığı gösterilmez gerçi ama Gilles kadar olmasa da Marion’un da “fırsatı kaçırmadığını” anlıyoruz.
Dördüncü flashback’le çiftin ilişkisinin başladığı yıllara döneriz. Bu sırada Gilles dört yıl
dır başka bir kadınla birliktedir ve anlaşılan o ki Marion devam etmekte olan bir ilişkiye dâhil olarak Gilles’le çıkmaya başlar. Böylece ilişkinin başlangıcının da tamemen sağlıksız bir şekilde olduğunu görürüz. Gilles aslında karakter olarak kendisine uygun bulmadığı bu kadınla ilişkisinden çok da memnun olmadığı halde uzun süredir onunla birlikte olmaya devam etmiş gibi görünüyor.
Sanırım filmin adı bu çiftin hayatının beş farklı dönemini ele aldığı için “Beş Kere İki.” Bu filmin teknik açıdan pek bir önemi olduğunu sanmıyorum. Sadakatsizlik ve evlilik kurumunun fedakârlık gerektirdiği temaları da birçok filmde ele alındığından bir orijinalliği olduğunu söylemek zor. Film evlilik ve sadakatsizlik hakkında açıktan bir değer yargısı beyan etmiyor olsa bile, senaristin Gilles’e bir yerde söylettiği gibi “hayata bir kere geliyoruz, fırsatı kaçırmadım” diyerek haz peşinde koşmanın bir bedeli olduğunu Gilles ve Marion’un filmin başında gördüğümüz boşanmış ve mutsuz hallerinden çıkarmak pekâlâ mümkün.
Bu filmde çıplaklık ve sevişme sahneleri olduğunu bu tür sahnelerden hoşlanmayanlar için hatırlatayım. Çocukların seyretmesi ise kesinlikle sakıncalı ve saf zihinlerini bulandıracağı muhakkak. Ayrıca eşcinsel çiftin aşk dolu dansları da eşcinsel ilişkilerle ilgili önyargıları olanlar için itici olabilir. Diğer taraftan eşcinsel aşk ve eşcinsel ilişkiler konusunda fikir jimnastiği yapmanıza vesile de olabilir. Karar sizin. Süper bir film değil sonuçta. Hareketli bir film olmadığı gibi romantik de sayılmaz. Konusu itibariyle ilginç bulanlar seyredebilir.
Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy
RSS Facebook Twitter ilicMedia