ruhikizi

Evlilik, Aşk ve Kadın Erkek İlişkileri Üzerine Filmler

Aşkın Nefesi

Aşkın Nefesi, film, ideal, evlilik Orijinal adı: Still Breathing

IMDB Puanı: 6.5/10

1997 - ABD

Tür: Fantastik, Komedi, Romantik


Yönetmen: James Robinson


Oyuncular: Brendan Fraser, Angus Macfadyen, Joanna Going, Celeste Holm, Chao Li Chi


Konusu ve yorum: Vasat sayılabilecek romantik bir komedi, fantastik öğeler taşıyan bir film. Rosalyn, ideal aşkı arayan, her kadını bekleyen tek mükemmel bir erkek olduğuna inanan ama yaşadığı birçok hayal kırıklığından sonra bu arayışından vazgeçmiş bir kadın. Belki de hayal kırıklığına uğrattığı için erkeklerden öç alırcasına, zengin erkekleri tuzağına düşürüyor. Fletcher ise romantik, sevimli ve doğaüstü sezgilerine inanarak rüyalarında gördüğü kadını arayan bir adam. Bu iki genç insanın fantastik bir kurgu içinde karşılaşmaları.


Bu filmdeki kadın ve erkek günümüz insanının evlilik ve kadın erkek ilişkilerine bakışında iki uç noktayı temsil ediyor. Son yüzyıl içinde belki de tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar aşk evliliği yapılmıştır. İnsanlar eskiden kendilerine uygun olduğunu düşündükleri biriyle evlenir ya da evlendirilirlerdi. Yüz elli yıl öncesi İngiltere’sinden şöyle bir hikâye anlatılır: Genç adam babasına sorar: “baba, hani şu kızla beni evlendirecektiniz, ne oldu o iş?” Babası cevap verir: “Oğlum sen kendi işine bak, biz o meseleyle ilgileniriz.” Elbette William Shakespeare’in Romeo ve Juliet’i gibi klasikleşmiş aşklar da vardır ama aşk evliliği rutin bir uygulama değildir geçen yüzyıla kadar. Şimdi ise romantizm ve aşk evlilik kararında çok daha fazla aranan bir şey oldu. Diğer taraftan aşk birçok insanla yaşanabiliyor. Birçok kadına ve erkeğe âşık olunuyor, ilişkiler deneniyor, yaşanıyor ve bitiriliyor. Aşk sıradanlaştı ve belki bu yüzden değersizleşti. Şehrin insanı bir taraftan aşkı yüceleştirirken, diğer taraftan hızlıca tüketiyor.


Genellikle kadın erkek ilişkilerinde kadınların daha duygusal taraf olması beklenir. Bu filmde Rosalyn tam bir erkek avcısı, tanıştığı ilk gün çok zengin biri olduğunu zannettiği için Fletcher’ı kendine bağlamak için onunla yatmaya çalışır. Ama Fletcher, “dünyanın en güzel çikolatasını bulsan onu hemen ağzına atıp hapur hupur yer misin, yoksa güzel bir ortam hazırlayıp tadını çıkararak mı yersin?” diyerek, çok özel bir ilişkiyi mahvetmek istemediğini dile getirir. Rosalyn bu durumdaki tepkisi beğenilmediğini düşünmek olur.


Günümüzde erkekler o kadar doğrudan hedeflerine yöneliyorlar ki, kadınlar da bunu bekler hale geliyorlar. Birçok kadın daha ilk günden cinsel birlikteliğin yaşanmasını istemeseler de doğal kabul etmeye başladılar. Filmde Rosalyn geçmişi nedeniyle kendisine saygısını da kaybetmiş ve bu kadar romantik, hoş bir adam için ideal bir kadın olabileceğine inanamıyor ve onu bırakarak, erkek avcılığı işine geri dönüyor. Ancak bir sonraki avını tuzağına düşürmek üzere iken yaptığı şeyden rahatsızlık duyarak tekrar Fletcher’a dönüyor. Ve mutlu son.


Bu filmde vıcık vıcık romantizm yok, erkek kahramanımızın sanatçı kişiliği yer yer eğlenceli sahneler ortaya çıkarmış. Aşkın yüceleştirilmesini onaylamasam da ilişkilerin nezaketten uzak dümdüz sekse indirgenmesini hiç onaylamıyorum. Şehrin insanını yaşadığı yozlaşmayla yüzleştirmesi açısından bu filmi seyretmeye değer buluyorum. Bir başyapıt ya da kaçırılmayacak bir fırsat değil ama eğlenceli vakit geçirmek için de seyredebilirsiniz.


Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy